Aşk. sabırdır. Saygıdır. Keşiftir. Anlaşmaktır. İnceliktir. Korumaktır. Sorumluluktur. Mizahtır. Teslimiyettir. Gerçektir. Neşedir. Mutluluktur. Sıcaklıktır. Tazeliktir. Sarılmaktır. Şanstır. Saftır. Öze götürendir.

Hani bazı güzellikler insana hayatında bir-iki kere sunulur ya? Sen de benim hayatımdan geçerken uğradığın o gün yaşantıma güneş doğmuş aslında. Kalp arsızdır, birine kaydığında zannedersin ki umarsızca açtığın kalp ömür boyu kalacak orada. Ama gözlerinin önünde uçuşup duran perdeler indiğinde eş ruhunu bulamayan kalp yeniden yollara düşer bakmadan ardına.


Aşk çocuktur, umarsızdır; aşk uçucudur, şeffaftır; aşk hırçın, bir o kadar da haindir.

Oysa eş ruhunu bulan kalp bitmesinden korkulan bir tangoya başlar dans arkadaşıyla; kimi zaman ipeksi, kimi zaman kırılgan, beklenmedik hamleler yapan, bazen öfkeli, bazen sevecen fakat hep romantik, hep göz göze.

Dedim ya, sevgilim sen benim hayatıma girdiğin gün güneş sımsıcak sarmalamış beni aslında.

Belki de bu yüzden seni özgür bırakmak isterken bir o kadar da ayırmak istemeyişim yanı başımdan, aramızdaki mesafeler arttıkça güneşin parlaklığını yitirişi gözümde, dudaklarını arzulayışı tenimin, sarılışında azalan yalnızlığım, acılarım, ve Tanrı’ya her el açışımda senelerce aynı tutkuyla sürmesini isteyişim bu dansın…

 
Kaynak:Melek MIZRAK

0 yorum: